Destek

26 Kasım 2015 Perşembe

Aslında her yazıda başka bir öğrencimi anlatmayı kurgulamıştım. Ancak bugün Ali İmran'la aramızda öyle tatlı bi diyalog geçti ki yazmadan edemeyeceğim.

Bugün "r" sesini verdim. Biraz görsel, biraz ses çalışmasından sonra tahtada harfin  yazılışını gösterdim. Aynı şeyi defterlerine birer örnek yazarak tekrarladım.

Ali İmran'ın defterine örnek yazarken birden elim kaydı ve onun"r"sesini biraz yamuk yazmak durumunda kaldım. "Tüh," dedim yüzümü buruşturup, "kötü oldu ya!" .

Bunun üzerine Ali İmran bana doğru hafif eğildi ve duyulur duyulmaz bir sesle şöyle dedi:
"Kendini suçlama öğretmenim." 

Söylediği söz karşısında haz dolu bir şaşkınlık yaşadım ve küçük bir kahkaha attım. Fakat Ali İmran bu tepkime şaşırdı. "Ne oluyor, komik değil ki lafım!" der gibi yüzüme bakıyordu. :)


Sonbahar













Kurallar

23 Kasım 2015 Pazartesi

Hafıza

20 Kasım 2015 Cuma

Dün Kadir (Evlimoğlu)'in söylediği bir şeye çok gülmüştüm. Ama akşam bir türlü hatırlayamadım.

Kadir'in de hatırlamayacağını biliyordum fakat bugün son derste şansımı deneyeyim dedim:
"Kadir dün bana birşey söylemiştin. Ben çok gülmüştüm, neydi, hatırlıyor musun?" diye sordum.

Kadir bana şöyle bir baktı,  biraz düşündükten sonra, "Hayır öğretmenim, hatırlamıyorum." diye karşılık verdi ve  devam etti: "Çünkü benim hafızam düşük!" 

"Hafıza ne demek Kadir?" diye sordum bu sefer.
"Yani hafıza kafa demek öğretmenim." diye yanıtladı Kadir.

Sınıftan başka biri "Beyin demek!" diyerek sohbetimize katıldı.

Kadir, "Beyin demek öğretmenim," diye onayladı arkadaşını, "beyin yazı yazmamı, konuşmamı sağlar; yürümemi sağlar.."

Derken birden bütün sınıf konuya dahil oluverdi. Meğer herkesin konuya ilişkin söyleyecek ne çok şeyi varmış.

"N" sesi

19 Kasım 2015 Perşembe


                                       

Bu gün

11 Kasım 2015 Çarşamba


Sınıfım bugün çok iyiydi.

Okumaları için bir metin hazırlamıştım. Kolayca okudular. Söylediğim her cümleyi de yazdılar.

Sonra "i" sesine geçtik. "İ"nin yazılışı ile ilgili çalışmayı deftere çok güzel geçirdik. "İ" sesi oyununu oynadık. Ardından "il" sözcüğünün anlamı üzerinde durduk. Birkaç cümle yazdık. Derken "it" sözcüğünü oluşturduk; sözcüğün iki anlamını da çocuklar buldu ve kendileri cümle içinde kullandılar. Yani defterlerinde gördüğünüz cümleleri kendileri oluşturdu.

"Kim, tahtaya "il" yazabilir?" diye sorunca  hemen parmaklar kalktı tabiî. Önce yanlış yazdılar fakat sonra kendi yanlışlarını yine kendileri buldu ve düzelttiler.

Böylece oluşturulan yeni sözcükleri tahtaya yazdık.

Çok yorulmuştuk ama son derste sınıfımızın yerini tarif etmelerini istedim. Bir drama oluşturduk: Ben yaşlı bir teyze oldum ve bu teyzeye öğrencilerim sınıfın yerini tarif etti.  Komşu sınıflarımızı öğrendik. Ardından deve cüce oyunuyla günü bitirdik.

Sınıfım bugün harikaydı :)


Kalem

6 Kasım 2015 Cuma

İlk derste ödevleri kontrol ettim.

Ev ödevlerini sırayla okuttum.

Ali İmran da ödevini çok güzel okudu.

Sıra defterini kontrol etmeye geldi. Ali İmran ödevini güzel yapmıştı ama tükenmez kalem kullanmıştı.

"Bu ne Ali İmran, neden bu kalemle  yazdın?" dedim sert öğretmen kararlılığımla.

Ama o hiç beklemediğim bir yerden bir hamleyle karşılık verdi:
"Eee babam izin verdii!" dedi.

Bir an ne diyeceğimi bilemedim fakat hemen toparladım kendimi ve yine de bu kalemle yazamayacağını belirttim kendisine.

Diğer bir derste bu sefer Ali İmran, benim kalemlerimin çok güzel olduğunu söyledi. Delikanlının tükenmez kalemlere özel bir ilgisi vardı anlaşılan.

Bunun üzerine ben de "güzel yazmaya devam edersen, çıkışta kırmızı kalemimi alabilirsin!" dedim.

Gerçekten güzel yazmaya devam etti. Çıkışta da kırmızı kalemimi verdim.

Ama yeni kalemini yeterli bulmamış olacak ki ben annesiyle konuşurken bu sefer, "öğretmenim diğer kaleminiz ne renk yazıyor?" dedi Ali İmran.



 

POPÜLER